Radyonun Sesine Kulak Verin
Engin Akyüz
Radyonun büyüsünü, bir sabah kahvesi eşliğinde açılan ilk şarkıda ya da akşam eve dönüş yolunda duyduğumuz samimi bir sesin verdiği huzurda bulabiliriz. Sesin gücü, bazen bir şarkının melodisinde, bazen de haberin en gerçek haliyle insanlara ulaşmasında saklıdır. İşte bu hafta “Engin Akyüz ile konuşuYORUM” programında, mikrofonun arkasındaki kahramanları konuk ettik. 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’ne özel, Akhisar’ın ilk ve tek radyosu olan Radyo Metronom’un Genel Müdürü Emrah Düztaş ve deneyimli program sunucusu Burak Düztaş ile radyoculuğun derinlerine indik.
Radyonun Gücü ve Sorunları
Radyoculuk eğlenceli ve tutkulu bir meslek olsa da, bu işin zorlukları da yok değil. Konuklarımız, radyoculuğun sadece mikrofon başında şarkı anons etmekten ibaret olmadığını, telif hakları, RTÜK cezaları ve yasal prosedürlerin kimi zaman işin önündeki büyük engeller olduğunu anlattılar. Özellikle telif hakları konusunda belirsizliklerin ve karmaşanın, yerel radyo istasyonlarını ciddi şekilde zorladığını dile getirdiler.
RTÜK’ün koyduğu kuralların ve cezaların caydırıcı olması gerektiğini kabul eden konuklarımız, ancak kimi zaman yüksek maliyetli prosedürlerin bağımsız radyocuların önünde büyük engeller oluşturduğunu da ekledi. Yerel bir radyo kurmanın, sadece mikrofon başına geçip yayın yapmaktan çok daha fazlası olduğu da sohbetimizde detaylarıyla konuşuldu.
Yerel Radyoların Önemi
Emrah ve Burak Düztaş, Radyo Metronom olarak Akhisar’da geniş bir kitleye hitap ettiklerini, yediden yetmişe herkesin radyolarını dinlediğini ve yerel medyanın aslında bir toplumun sesi olduğunu vurguladılar. Ulusal medya kanallarının genellikle büyük şehirlerdeki gündemi ele aldığını, oysa yerel radyoların doğrudan halkın nabzını tuttuğunu söylediler.
Bir kentin hafızasında radyo programlarının ve yayınlarının özel bir yeri olduğunu düşünenlerdenim. Bir şarkının bir anıya dönüşmesi, bir haberin insanların hayatında yer edinmesi, işte radyonun gizli gücü burada saklı.
Son Söz…
Programımız yaklaşık doksan dakika sürdü ve her anı dolu doluydu. Sohbetimizin sonunda bir kez daha anladım ki, radyoculuk sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi… Mikrofonun başında olanlar için de, dinleyenler için de.
Gelecek hafta yine keyifli bir konuyla Engin Akyüz ile konuşuYORUM programında buluşmak üzere, radyonuzun sesini biraz daha açmayı unutmayın…


























