"Aptala Anlatır Gibi Anlatan Adam” ve
“Kek Yapan Kadın”
Kısa dönem askerlik yaptığım yıllar aklıma geliyor. Yaşça bana yakın bir komutan vardı, kulakları çınlasın. Mıntıka temizliğine giderken çer çöp toplatır, biz de askerlerin başında beklerdik. Ara sıra işi durdurur, sonra döner “aptala anlatır gibi” anlatırdı:
“Atmayın çöplerinizi, atmayın elinizdeki şişeleri. Çünkü o şişeler kırıldığında, o kırık cam parçaları güneşin altında mercek görevi görür ve yangın çıkar.”
Askerler bazen “Çavuşum, mercek nedir?” diye sorarlardı. Biz de sabırla anlatırdık.
Son üç gün içinde tam 342 yangın çıkmış. Elbette hepsi kırık cam yüzünden mi, bilemem. Ama yanıyor memleket.
Komutanımız uyardı, okulda öğretmenlerimiz uyardı, televizyonda uzmanlar uyardı:
“Ormanda piknik ateşi yakmayın.”
“Sigaranızı söndürmeden atmayın.”
“Cam şişelerini doğaya fırlatmayın.”
Ama ne yaptık biz?
Yine mangal ateşini söndürmeden kalktık.
Gazoz şişesini çalılıklara fırlattık.
Sigaramızı arabadan uzağa fırlatmak için yarıştık.
Ve sonuç:
Binlerce dönüm yanan arazi.
Boşaltılan köyler.
Yanan anılar, yok olan geçmiş.
Dün yangın bölgesine gittim. Uzaktan yemyeşil ormanların önce kızardığını, sonra simsiyah olduğunu gördüm. Köyde evlerini boşaltan insanlara rastladım, elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Duadan başka elinden bir şey gelmeyen insanların çaresizliğine tanık oldum.
Bir teyze, yıkık evinin önünde dalgın dalgın bakarken,
“Nereye gideyim oğlum, gidecek bir yerim mi var?” dedi.
Gözyaşlarıma hâkim olamadım.
Uçak yok diyen, helikopter yok diyen yorumlar duydum.
Ama sağduyulu bir köylünün sözleri hâlâ kulaklarımda:
“Helikopter suyu boşalttıktan sonra su almaya gitmesin mi? Ne ile uçuyor bu uçak? Yakıt almaya gitmesin mi? Pilot yemek yemesin mi?”
Aslında oradaydı herkes:
Polisi, jandarması, itfaiyesi ve en önemlisi halkı.
Canhıraş bir şekilde çalışıyorlardı.
Ama ürünü yanan ne yapacak?
Geçmişi kül olan, anılarını kaybeden insanlar nasıl iyileşecek? Ya ormanda yaşayan, kurdu kuşu, böceği, ceylanı, tavşanı?
Yetkililer bu yangınların nedenini elbette açıklayacak:
İhmal mi, hata mı, sabotaj mı?
Ama bugün geçecek. Ya yarın?
Duyarlı vatandaşlarımızı tenzih ederek söylüyorum:
Eğer “aptala anlatır gibi anlatan” o komutanımızı, o öğretmenlerimizi, o televizyon anonslarını ciddiye almazsak, aynı tabloyu tekrar tekrar yaşayacağız.
Gece yarısı yangın yerinden dönerken, yol boyu alevlere bakan insanlar gördüm.
Su taşıyan tankerlerle, römorklarıyla birbirine yardım eden köylüler gördüm.
Devletin her kademesinden insanları gördüm.
Ve şehre yaklaştığımda, kırmızı ışıkta durunca,
Yanımda 40'lı yaşlarında, ayağında ucuz terlikleri, başında örtüsüyle bir kadınla göz göze geldim.
"Hayırdır?" dedim.
Torbayı göstererek,
“Kek yaptım, o yangın tarafına giden bir araba olursa onunla göndereceğim. Aç kalmışlardır oradaki insanlar.” dedi.
Gözlerim yine doldu.
İşte biz böyle bir milletiz.
Tanımadığımızı da düşünürüz.
Bir lokma yemeği paylaşırız.
Traktörümüzle yardım eder, çoluk çocuk demeden koşarız.
Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Engin Akyüz
Gazeteci / Moderatör
Akhisar entv – “konuşuYORUM” Program Sunucusu
Elinize sağlık, güzel bir yazıYORUM.