3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü
Akhisar Haber NET
İnsanlar arasındaki en önemli iletişim araçlarından biri olan işitme, Alexander Graham Bell gibi bilim insanlarının önemli çalışmalarına ilham kaynağı olmuştur. Bell, işitme engelliler için yaptığı çalışmalar sırasında telefonu icat etmiş ve bu nedenle doğum günü olan 3 Mart, Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kutlanmaktadır. İşitme kaybı, yenidoğan bebeklerde her 1000'de 1 ila 3 oranında görülürken, çocukluk döneminde bu oran binde 6'ya kadar çıkabilmektedir. İşitme kayıpları, çocuğun dil gelişimini olumsuz etkileyerek eğitim hayatını da zorlaştırabilir.
Yenidoğan işitme taraması, bebeklerin hayatının ilk günlerinde yapılması gereken kritik bir testtir. Bu test, hastaneden taburcu olmadan önce veya en geç doğumdan sonraki 3 gün içinde yapılmalıdır. Erken teşhis ve rehabilitasyon, işitme kaybı olan bebeklerin gelişiminde önemli bir fark yaratabilir.
İşitme kaybı şüphesi olan bebekler, ileri düzey işitme testlerine tabi tutulur ve gerekirse işitme cihazları veya koklear implantlar gibi tedavi yöntemleri uygulanır. İşitme cihazlarının etkili olabilmesi için sürekli takılması ve ailelerin özel eğitim alması gerekmektedir.
Okul çağında yapılan işitme taramaları, çocukların eğitim ve sosyal gelişimlerini desteklemek için büyük önem taşır. Kalıcı işitme kaybının saptanması ve gerekli tedavi ve desteklerin sağlanması, çocukların akademik başarılarını ve genel yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırabilir.
Türkiye'de işitme taraması, ulusal bir program çerçevesinde, ilköğretim 1. yılında yapılmakta ve şüpheli durumlar ilgili uzmanlara sevk edilmektedir. Bu taramalar, çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmelerine yardımcı olmak için kritik öneme sahiptir. Tarama sonucunda işitme kaybı şüphesi bulunan çocuklar, ileri tetkik ve tedavi için referans merkezlerine yönlendirilir.
Alexander Graham Bell'in mirası, işitme kaybı konusunda farkındalığın artırılması ve erken müdahalenin öneminin vurgulanması açısından hala ilham vermektedir. Günümüzde teknolojinin ve tıbbi bilginin ilerlemesiyle birlikte, işitme kaybı olan bireylerin hayat kalitesini önemli ölçüde iyileştirmek mümkündür. Bu nedenle, yenidoğan işitme taraması ve okul çağındaki taramalar, bu önemli sağlık sorununa erken müdahale edebilmenin anahtarını sunmaktadır.