Akhisar Demokrasi Platformu zamları eleştirdi, doğa katliamını kınadı
Akhisar Haber NET
Akhisar Demokrasi Platformu altında buluşan bir çok sivil toplum örgütü temsilcileri bugün saat 18.00’de toplanarak yapılan zamları eleştirmek ve yine son zamanlarda yaşanan doğa katliamları için yürüyüş ve basın açıklaması yaptı.
Akhisar Demokrasi Platformu adına yapılan basın açıklamasında, 15 Temmuz sonrasında başlayan zamların emekçileri olumsuz etkilediği ve halkın yoksulluğunu artırdığı belirtilerek, hükümetin "Milli Dayanışma Paketi" adı altında yapılan düzenlemelerin gerçek niyetinin halkın üzerine vergiler salmak olduğu ifade edildi. Ayrıca, ekonomik sorunlar nedeniyle emekçi ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi talep edildi. Özellikle zamların geri çekilmesi ve vergi adaleti sağlanması istendiği belirtildi.
Akhisar Çevre Platformu, Akhisar ovalarında yapılan temizlik çalışmaları ve zeytinliklerin sökülmesine karşı çıkarak çevre konusundaki hassasiyetini vurgularken ayrıca, İkizköy Akbelen'deki ağaç katliamına yönelik eleştirilerde bulurkenkömürlü üretimden vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
- Akhisar Demokrasi Platformu, Zamlara Karşı Sesini Yükseltiyor
DİSK Emekli Sen Akhisar Şube Başkanı Aziz Balcı okuduğu basın açıklamasında, “15 Temmuz gecesi başlayan zamlar emekçilerin başına yağan doluya dönüştü, seçimi kazanmak için milletin parasını, dövizini, ve bütün kaynaklarını har vurup harman savurup şimdi de devletin kasasında para bırakmadığınız için kaşıkla verdiğinizi sapıyla geri almak üzere halkın üzerine vergiler salıyorsunuz, bunun adını da Milli Dayanışma Paketi diyorsunuz.
Temel tüketim mallarına yapılan zamlar, KDV artışları, MTV gibi katlamalı vergi zamları ve peşinden gelen devasa akaryakıt zammı halkın yoksulluğunu çok daha derinleştirdi.
AKP iktidarı milli dayanışma paketi adı altında 21 yıllık yağma düzenini devam ettirmek istiyor, seçimlerden önce durum, bekleyin, sabredin, refah payından hakkınızı alacaksınız diyen tek adam yönetiminin maskesi düşmüştür, işçinin cebine gireceğini söyledikleri 500 dolar daha verilmeden yalan olmuştur, tıpkı ek ödeme ile 7500 lira olan 15 milyon emeklinin maaşına %25 arttı yalanı gibi.
Ağır ve kötü ekonomik gidişin yükü sırtımıza yıkılmıştır, bu koşullarda 15 milyon emekli görmezden gelinmiş, işçi ve memur çalışanlara farklı emeklilere farklı oranlar uygulanmıştır. Aynı koşullarda yaşayan emekliler ve aileleri ücret artışı ve seyyanen yapılan iyileştirmeleri talep etmektedir.
OECD(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkeleri arasında, ailesini geçindirmekte en çok zorlanan ebeveynlerin yaşadığı ülke Türkiye'dir.
Türkiye'de yaşayan emekçi ailelerin yüzde yetmiş den fazlası temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Temel gıda ürünleri, konut maliyeti, yakıt maliyeti, borç ödeme-azaltma maliyetleri ndeki artışlar nedeni ile emekçi aileler bu harcamaları karşılayamıyorlar.
Bu ülkede çalışarak kazanmak mümkün değil, çalışarak bir ev bir araba almak hayal haline geldi. Bırakın asgari ücretliyi 30 yıllık devlet memuru, emekli ikramiyesi ile bir ev bir araba alamıyor.
Milli dayanışma paketi diye kitabına uydurmaya çalıştığınız soyguna bir bakalım;
Bir emekçi markete gidip 10'lu bir tuvalet kağıdı alıyorsa 4'ünü sermaye el koyuyor,
Çocuğuna 1 litre süt alıyorsa bunun iki bardağını Saray içiyor.,
5 litre mazotun iki litresini Saray hortum ile çekiyor.
Dar gelirli den aldığınız vergileri, bir avuç yerli ve yabancı sermayeye teşvik olarak aktarmaktasınız, 2023 ek bütçesi' nde MTV(Motorlu Taşıtlar Vergisi) zammı ile toplanmak istenen 32 milyar TL, bu tutarla birlikte beşli çeteye aktarılan para 40 milyar TL 'dır.
Kolun ve Limak başta olmak üzere sermaye kuruluşlarının deprem harcamaları vergiden düşürülüyor yada doymak bilmeyen karşı hırsları için doğamızı katletmelerine izin veriyorlar.
Türkiye'nin dolar milyarderlerin den Servet vergisi alıp işçilerin, emekçilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için harcamayı düşünmüyorlar.
Bu ülkenin işçileri ve emekçilerinin birikimlerini, kültürünü, kazanımlarını, satılmayan elde kalan son topraklarını liste yapıp kime satarım diye o ülke senin bu ülke benim diye dolaşıyor, ülke kaynaklarını satarak para bulmaya çalışıyorlar.
Biz diyor neyin satılıp neyin satılmayacağını iyi biliriz, evet çok doğru sizin en iyi bildiğiniz özelleştirme yapmak, biz bu ülkenin emekçileri şunu çok iyi biliyoruz ki özelleştirme, işsizlik ve zamlar olarak bize yansıyor. İktidarları boyunca 300 'e yakın özelleştirme yaptılar, halka ise sefalet bir yaşamı reva gördüler.
Ülkenin farklı yerlerinde, farklı iş kollarında örgütlü ve örgütsüz olmak üzere halkın tüm kesimi bu koşullardan etkilenmiş ve memnuniyetsizliklerini belirtmek için alanlara çıkıyor, bizde bugün ülkenin farklı yerlerinde tepkilerini dile getiren işçisi, memuru, emeklisi ile birlikte sefalet ücretine hayır, zamlar geri çekilsin diye buradayız. Saldırılar aynı yerden, sorunlarımız aynı bu nedenle hep birlikte taleplerimiz ile mücadeleye çağırıyoruz.
İnsanca yaşamak, onurlu yaşam istiyoruz. Vergide adelet istiyoruz. Az kazanan dan az, çok kazanan dan çok vergi diyoruz. Zamlar geri çekilsin, insanca yaşayacak ücret istiyoruz” dedi.
- Zeytinliklerin Sökülmesi ve Ağaç Katliamına Karşı açıklama
Akhisar Çevre Platformu adına Erdan Boşnak yaptığı basın açıklamasında, “Akhisar ovalarında son zamanlarda bir temizlik yapılıyor.
Bazılarında on yıllar önce vatandaşın zeytin ektiği, ekip biçtiği araziler boşaltılıyor. Yüzlerce dönüm zeytinlik sökülüyor. Gerekçe; mera alanlarda ekim yapmanın yasak olması.
Kayalıoğlu'nda yapıldı, başka yerlerde yapıldığını da duyduk.
Şu anda Mecidiye Dereköy arasında konurca denen, eskiden palamut gölü dediğimiz bölgede söküm devam ediyor.
Ballıca'ya doğru devam edecek deniliyor.
Binlerce ağaçtan bahsediliyor.
Mera alana Ekim yapmak elbette ki olmamalı, kanunende yasak.
Ancak vatandaşın uzun yıllara dayalı, devletten de kabul gören bir alışkanlığı var.
Boş araziler ekilip biçiliyor. Devlette sesini çıkarmıyor.
Binlerce zeytin ağacı ekilip onlarca yıl devlet olarak hiç tepki vermeden beklerse, birden buralara müdahale etmek, özel bir yaklaşımı gerekli kılar.
Ekerken vatandaş ne kadar suçluysa devlet de ses çıkarmayarak suça o kadar ortak olmuştur.
Binlerce zeytin ağacından bahsediyoruz.
Bir orta yol bulunmalı.
"Yasa gereği" buralar sökülüyorsa, "buraya göre yasa" çıkarılıp oralar muhafaza edilmeli.
Bu, tarımı desteklemek açısından önemli.
Şu an hissederek yaşadığımız iklim krizi ve büyük sıcaklıklarla mücadele açısından önemli. Yeşil alanı arttıralım derken hazır ekili tarlaları sökmek bu sıcaklarda yangına benzinle gitmek demektir.
Ve yine, buralar sonrasında ne olacak diye araştırdığımızda, mera olarak kalacak dendiğini duyuyoruz.
Eğer her şeye rağmen söküme devam edilecekse, umarız mera olarak kalır. Herhangi başka bir şirketin kullanımına sunulmaz.
Umarız öyle olmaz.
Çevre sorunlarımızla ilgili bir diğer konu İkizköy Akbelen'de şu anda sürmekte olan ağaç katliamı. Termik santrale yakıt sağlamak için linyit maden ocaklarına yer sağlama amaçlı ciddi bir ağaç katliamı başlatıldı.
Artık kömürlü üretimden çekilmemiz gerekirken, hala kömür için ağaçları kesiyoruz.
Akhisarlı doğaseverler olarak Akbelen'deki direnişçilerin yanında olduğumuzu belirtiyor ve bu katliamı şiddetle protesto ediyoruz" dedi.
Basın açıklamasına Disk Emekli-Sen, Eğitim-Sen, Sağlık Em. Sen., Cem Evi, Akhisar EMEP, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Akhisar Çevre Derneği, CHP, Sol Parti, TİP ve Halkevleri katıldı.