Akhisar, tarih boyunca birçok farklı etnik ve dini topluluğun bir arada barış içinde yaşadığı ender şehirlerden biri olmuştur. Bu çok kültürlü yapı içerisinde özellikle Rum topluluğu, şehrin sosyal, ekonomik ve kültürel dokusuna önemli katkılar sunmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde özel yasalarla korunan Rumlar, zeytin ve tütün tarımı, ticaret, el sanatları ve mimari gibi alanlarda Akhisar’a damgasını vurmuş; cami, han ve hamam gibi yapılarla çevrili şehir dokusunun içinde kendi izlerini bırakmışlardır.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abide Doğan’ın kaleme aldığı “Bellekteki İzler: Halk Anlatılarında Akhisar’ın Rumları” başlıklı kapsamlı akademik çalışma, sözlü tarih yöntemine dayalı olarak hazırlanmış ve Akhisar’ın hafızasında önemli yer edinen anlatılara yer vermektedir. Çalışmada özellikle Sakarkaya Köyü, Buknüş, Sırtköy gibi mahalle ve köylerde yaşanmış halk anlatıları belge niteliğinde aktarılmıştır.
Eserde anlatılan birçok anı, Akhisar’da bir zamanlar Rum ve Türk halklarının nasıl iç içe, barış içerisinde yaşadığını ortaya koyarken, savaş ve göçle birlikte yaşanan trajik ayrılıkları da gözler önüne seriyor. Rumların Anadolu’dan ayrılmaları sırasında yaşanan karmaşa, geride bırakılan eşyalar, define söylentileri ve bazı köylerde yaşanan trajik olaylar detaylı bir biçimde aktarılıyor.
Özellikle Sakarkaya Köyü’nde geçen bir olayda, yıllar sonra köyü ziyarete gelen bir Rum’un, çocukluğunu geçirdiği evi göstererek duygulandığı anlatılırken; bir başka anlatıda köydeki Türklerle Rumların birlikte sofralar kurduğu, çocukların birlikte oyun oynadığı günlerin özlemi dile getiriliyor. Ancak bu huzurlu günlerin ardından gelen savaş, işgal ve mübadele süreci, bu birlikte yaşam kültürünü kesintiye uğratmış.
Yunan işgali sırasında Akhisar ve çevre köylerde yaşanan acı olaylara da kitapta yer verilmiş. Özellikle Dere Köyü, Sırtköy, Buknüş ve Mehinler gibi yerleşimlerde yaşananlar; çocukların zorla alıkonulması, kadınların uğradığı şiddet, camilerin yakılması gibi insanlık dışı olaylarla anlatılıyor. Bu tanıklıklar, savaşın sadece cephede değil, halkın içinde de ne kadar yıkıcı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Rumların köylerini terk ederken bazı kıymetli eşyalarını toprağa gömdüğü, bu nedenle yıllar sonra define aramak için köylere gelenlerin sayısının arttığı belirtiliyor. Bu anlatılar, geçmişte yaşanan maddi ve manevi kayıpların bugünkü halk belleğindeki yansımalarını gözler önüne seriyor.
Çalışmanın sonunda barış içinde bir arada yaşamanın mümkün olduğuna dikkat çekiliyor. Dönemin bazı Rum ailelerinin, köydeki Türk komşularına güvenerek eşyalarını emanet ettikleri, hatta daha sonra bu emanetlerin sahiplerine ulaşmadığı durumlarda bağışlandığı da aktarılmış. Bu örnekler, her şeye rağmen insanlar arasında güven ve dostluğun ayakta kalabildiğini gösteriyor.
‘Bellekteki İzler’ adlı bu çalışma, yalnızca bir tarih kitabı değil, aynı zamanda Akhisar’ın çok kültürlü yapısının, savaşla kesintiye uğrayan dostluklarının ve hafızalardaki izlerin bugünkü kuşaklara aktarılması adına önemli bir kaynak niteliği taşıyor. Kitapta anlatılan her bir tanıklık, Akhisar’ın geçmişine tutulmuş bir aynadır.
Haber: Barış GEZİCİ
Kaynak: Akhisar Belediyesi Kültür Yayınları - 30, “Kurtuluşunun 100.yılında Milli Mücadele’de Akhisar” (6-7 Eylül 2022) Sempozyumu Bildirimleri) Kitabından alınmıştır. Kitap Yazarı: Prof. Dr. Mevlüt Çelebi – Doç Dr. Nejdet Bilgi