Çevre Platformları; suyumuz tükeniyor, yakında su fakiri olacağız
Haber Merkezi
Manisa Çevre Platformu bugün beşinci toplantısını Saruhanlı Belediyesi Sosyal Tesislerinde yaptı.
Toplantıya Salihli Çevre Derneği, Gördes Çevre Derneği, Manisa Çevre Derneği, Saruhanlı Çevre Gönüllüleri, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Akhisar Çevre Derneği, Soma Çevre Gönüllüleri ve Saruhanlı Belediye Başkanı Zeki Bilgin katıldı.
İlk sözü Saruhanlı Belediye Başkanı aldı.
Saruhanlı'da yapılan çevre faaliyetlerinden bahsetti ve sözü Saruhanlı Belediyesi Çevre Mühendisi ve Fatma Bakırbaş'a bıraktı.
Çevre mühendisi Saruhanlı genelinde yapılan çalışmaları detaylı olarak anlattı.
Ardından söz alan Manisa Çevre Derneği üyesi Nurullah Candan Dünya Su Günü vesilesiyle susuzlukla ilgili bir sunum yaptı. Susuzluk sorununun ciddiyetini örnekleriyle anlattı. Soma temsilcisi Zeyyat Usalp Bakırçay'daki kirliliği ve Soma'nın sorunlarını anlattı.
Salihli Çevre Derneği Başkanı Hakkı Uysal jeotermallere ilişkin açtıkları davayı ve mücadelelerini anlattı.
Akhisar Çevre Derneği Başkanı Erdan Boşnak Erişsan Kum Ocağının Gölmarmara yakınlarındaki Karayağcı, Akçesme, Çömlekçi, Fırınlı köylerini olumsuz etkileyen çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.
Saruhanlı'nın Bedeller kırsal mahallesi Muhtarı Hüseyin Elver, hemen yakınlarında açılmak istenen mermer ocağına karşı ne yapabileceklerini sordu. Bu konuda tecrübesi olan katılımcılar konuyla ilgili izlenecek bir yol haritası oluşturdular.
Konu Manisa çevre platformunun takip listesine dahil edildi.
Toplantı bitiminde çıkışta 22 Mart Dünya Su Günü ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı.
Bir sonraki toplantının Soma'da yapılması kararlaştırılarak buluşma sona erdirildi.
Salihli çevre Derneği Başkanı Hakkı Uysal'ın okuduğu basın açıklaması şöyle:
SUYUMUZ TÜKENİYOR, YAKINDA SU FAKİRİ OLACAĞIZ
Değerli Halkımız ve Basın Mensupları,
Dün (21 Mart) DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ idi. Bugün (22 Mart) ise DÜNYA SU GÜNÜ. Dünyanın iklim döngüsüyle ilişkili bu iki önemli varlık, aynı zamanda tüm canlılar için vazgeçilmez öneme sahiptir. Peki bu iki varlığın değerini biliyor, onları yeterince koruyor muyuz?
Türkiye'nin yıllık su potansiyeli DSİ verilerine göre 112 milyar m3 . Su tüketimimiz sürekli artıyor. Nüfus artışı ve sanayi üretimindeki artışın da payı yüksek. 1990 yılında yıllık olarak toplam 30,5 milyar m3 su tüketirken, 2016 yılında % 100 artışla 60,4 milyar m3 su tükettik. Aynı şekilde su tüketim artışı devam ederse bu rakam 2023 yılında 112 milyar m3 olacak. Yani toplam su potansiyelimizin tamamını yıl içerisinde kullanacağız. 2023 yılından sonra ise mevcut suyumuz ihtiyacımızı karşılamayacak. Bu hesaplamalar suyun tüm bölgelerde eşit dağıldığı varsayılarak yapıldı.
SU DAĞILIMINDA HAVZALAR ARASINDA FARKLILIKLAR VAR
Bazı havzalarda ihtiyaç fazlası su olduğu halde bazı havzalarda su potansiyeli çok düşük. Dicle-Fırat Havzası 37,48 milyar m3/yıl ile en fazla su potansiyeline sahip. Ülkemizde en az kullanılabilir su potansiyeli Ege Bölgesindeki havzalara ait. Bu miktarlar sırası ile Küçük Menderes 0,46 milyar m3/yıl, Büyük Menderes 1,7 milyar m3/yıl, Kuzey Ege 0,88 milyar m3/yıl ve Gediz Havzası 0,79 milyar m3/yıl.
Gediz Havzası su potansiyeli 0,79 milyar m3/yıl. Havzanın 2015 yılı nüfusu 1.588.561. Kişi başı su potansiyeli 497.31 m3/kişi/yıl.
Falkenmark Göstergesine göre "Kesin Kıtlık” olarak sınıflandırılıyor.
2020 yılı havzanın nüfusu 1.686.877 kişi olduğu göz önüne alındığında kişi başı su potansiyeli 468,32 m3 olarak azalmaya devam ediyor. Bu hesaplamada havzanın su potansiyelinin de düştüğü dikkate alınırsa karşı karşıya kaldığımız manzara bizleri ürkütüyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GÜNAH KEÇİSİ YAPILIYOR
Kuraklık, yıkıcı etkileri bakımından en tehlikeli afetlerin başında geliyor. Toplumun tamamını ve tüm sektörleri etkiliyor. Afetleri öngöremezseniz ve hazırlıklı değilseniz felaketin boyutu büyük oluyor. İklim değişikliği ile ilgili yapılan çalışmalar yeni değil. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporları ve geleceğe yönelik iklim projeksiyonlarına göre, Akdeniz kuşağında ve bulunduğumuz bölgede küresel ısınmanın sonucu "yağışlarda azalma", "kuraklığın şiddetinde ve süresinde artış” yaşanacağı beklenmektedir.
İklim değişikliğinin gelecekte bölgemizdeki olası etkilerini de göz önüne alarak başta su tasarrufu olmak üzere su politikalarımızı gözden geçirmeliyiz.
MANİSA 'DA SANAYİ KAYNAKLI SU KİRLİLİĞİNDE BÜYÜK ARTIŞ VAR
Gediz Nehri 'nin kolları olan, Alaşehir Çayı, Nif Çayı, Akhisar'da Gürdük Deresi ve Başlamış Deresi, Turgutlu'da Karacaali Çayı kirlilik oranlarının en çok artış gösterdiği akarsular. Sadece akarsular değil, sulama kanallarındaki kirlilik artışı dikkat çekiyor.
MARMARA GÖLÜ YANLIŞ SU POLİTİKALARI YÜZÜNDEN KURUDU
Yağışlardaki azalma, tarımsal amaçlı aşırı su kullanımı, Demirköprü Barajından su gelmemesi gölün kurumasının nedenleri arasında. En büyük etkense Gördes Çayı üzerine baraj yapılarak gölü besleyen ana kaynakla bağlantısının kesilmesidir.
MARMARA GÖLÜ'NÜN İHTİYACI OLAN SU TEKRAR GÖLE VERİLMELİ
Marmara Gölü, kapladığı alan, derinlik, içinde barındırdığı canlı türleri ile göçmen kuşlarının çeşitliliği ve sayısı bakımından Ege Bölgesi'nin en önemli Sulak Alanlarının başında geliyor.
Marmara Gölü üç kanaldan besleniyor. Demirköprü Barajı, Gördes Çayı ve Gediz Nehri ile bağlantılı olan bu kanallardan göle uzun süredir su verilmiyor. Yaz mevsiminde gölün etrafındaki bağ ve zeytinliklere önemli miktarda su çekiliyor. Bu yüzden su seviyeside her yıl değişiyor. Ayrıca gölün ana kaynağı olan Gördes Çayı üzerine 2009'da yapılan Gördes Barajı ise göle akması gereken suyu mühendislik hatası nedeniyle barajda bile tutamıyor. Koskoca MARMARA GÖLÜ'NÜ kuruttuk, göl tabağını tarıma Açtık.
Yaşanan olaylardan da ders alamıyoruz. Önümüzde Amik gölü örneği var:
Amik Gölü'nü anımsayalım Önce gölü kuruttular sonra tarıma açtılar, 10 yıla varmadan tuzlanma nedeniyle göl alanı verimsizleşti ve imara açıldı. Yetmedi bir de hava alanı yaptılar. Sonra ne mi oldu? 6 Şubat depremi.. ..
Marmara Gölü'nün tekrar eski günlerine dönmesi ve su tutması için yapılması gereken en önemli ve öncelikli görev Gördes Çayı'nın tekrar gölle buluşmasıdır.
GÖLLER VE SULAK ALANLAR İSTEDİĞİMİZ GİBİ
KULLANABİLECEĞİMİZ SINIRSIZ KAYNAKLAR DEĞİLDİR
Sanayileşme ile birlikte kaynak kullanımı da artıyor. Tüketim talebindeki artış sanayi üretimindeki hammadde ihtiyacını artırıyor.
Artan kaynak kullanımı doğanın tahrip edilmesinin önünü açıyor. Doğadaki her türlü kaynak bilinçsiz bir şekilde kirletiliyor ve yok ediliyor. Kirletilen ve yok olan kaynaklar tekrar eski haline döndürülemiyor. Bu durum aynı zamanda biyolojik türleri de olumsuz etkiliyor.
SULAK ALANLAR KİRLİ SUYU TEMİZLİYOR
Akarsuların, göllerin ve sulak alanların kirletilmesi ve bilinçsiz kullanımı burada yaşayan canlıların yaşamını tehdit ediyor. Sulak alanlar ormanlardan ve diğer doğal varlıklardan üç kat daha fazla tahrip ediliyor. Bu alanların hayatımızdaki işlevleri ve ekosisteme katkıları çok fazla. En başta gelen yararı yüzey sular için süzgeç ve sünger özelliği göstermesi. Sulak alanlar kirli suyu temizliyor. Bu görevi biyolojik türlerin çeşitliliği ve zenginliği ile yapıyor. Ayrıca sulak alanlardaki bitki türleri suyu temizlemeye katkı sağlıyor.
Sulak alanlar aynı zamanda, su döngüsünü destekliyor, suyu arıtıyor, yeraltı suyu kaynaklarını besliyor ve tarım arazilerinin verimliliğini artırıyor.
SULAK ALANLAR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİNİ AZALTIYOR
Sulak alanlar, biyolojik üretim yapan ekosistemleri de içinde barındırır. Karbon depolama özellikleriyle iklimin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Tropikal ormanlardan sonra en yüksek organik madde üreten ekosistemlerdir. Önemli miktarda biyolojik çeşitliliği içinde barındırır. Etrafında oluşturduğu flora ile nemi düzenler. Bu özellik sayesinde "sıcak hava dalgaları” nın olumsuz etkileri azaltılır ve yaşam kalitesini yükseltir.
Manisa Çevre Platformu tüm bileşenleriyle, canlıların yaşam kaynağı olan suyun metalaştırılmasına ve ormanların yağmalanmasına karşı her türlü hukuksal ve meşru çabayı harcayacaktır! ..
Manisa Çevre Platformu Bileşenleri
(Ahmetli Çevre Gönüllüleri, Akhisar Çevre Demeği, Gördes Çevre Derneği, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Kırkağaç Çevre Gönüllüleri,
Manisa Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, Salihli
Çevre Derneği, Saruhanlı Çevre Gönüllüleri, Soma Çevre Gönüllüleri, Turgutlu Çevre Platformu)