Beldeler kapandı, hizmet bitti
Merhabalar, Tüm dostlarım ve okuyucularıma güzel bir hafta geçirmenizi gönülden diliyorum. Hava sıcaklıkları bu günlerde mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Önümüzdeki haftalar biraz düşeceğini tekrardan çıkacağını söyleyen yetkililer ani değişikliklere dikkat çekerek ne yazık ki iklimsel, sosyal ve fiziksel değişiklikler beraberinde hastalıkları da getiriyor. Dolayısı ile mevsimsel hastalıkların yayılmasında kolaylaşmış oluyor. Araştırmacılar gece sıcaklığı kadar gece sıcaklığının da tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor. Bu iklim değişikliği ve sıcaklıklar felç ve kalp krizi riskini tetikliyor, özellikle tarlalarda çalışan çiftçi kardeşlerimiz ya sabahın erken saatlerinde ya da ikindiden sonra işlerini yapmalılarında büyük fayda vardır.
Gelelim Kapanan beldelerimize, Türkiye'de 2012 yılında yayımlanan ve 30 Mart 2014 seçimlerinde tamamıyla yürürlüğe giren 6360 sayılı yasa ile hizmette etkinlik ve verimlilik sağlamayı temel amaç edinerek belde belediyelerin ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak mahalleye dönüştürülmüştür.
Bu beldelerin kapanması iyimi oldu, kötümü oldu tartışması tüm kapanan beldelerde yaşayan vatandaşlar tarafından her geçen gün sorgulanmakta ve hiçbir tanesi mahalle olduktan sonra hizmetlerin devamı ndan memnun olmadığını söylemektedir. Burada konuştuğum kişiler ve yaptığım değerlendirmelerde bende aynı görüş ve düşüncelere kendimde katılıyorum. Kısaca kapanan beldeler hiçbir şey kazanmadı çok şey kaybetti. Aslında buradaki beldelerin kapanmasının amacı tasarruf iken, şimdi bu beldelere gidip gelen araçlar, gönderilen işçiler, yapılan mesailer, artan araç fazlalığı pirince giderken bulgurdan da olduğunu gösteriyor. Belediyelerin her ne kadar dar kapsamlı bir personel istihdamı ile hizmetler yürütülmeye çalışırken, hizmet edebilecek bir yapısı varken şimdilerde hizmet almak içim bindir dil dökülerek beklenen kanalizasyon tıkanıklıklarının açılması su arızalarının yapılması tarla yollarının açılmasını halledebilmek için mahalle muhtarının telefonları hiç susmuyor. Kısaca bu kapanmalar hizmet getirmedi aksine beldelerden şehirlere göçü daha da arttırmış oldu. Bir muhtar düşünün, elektriği kesilen, kanalizasyonu tıkanan, çocuğunu, kuşunu, kedisini, köpeğini kaybeden muhtara koşuyor, telefonu susan, tarlasına giremeyen, zeytini, meyvesi çalınan, tebligatı gelen, sosyal yardımlaşmadan para bekleyen, kömür bekleyen muhtara koşuyor, peki hiç sordunuz mu muhtarın bu kadar araştırma yapıp koşturması için altında araç mı var motor mu var, yoksa 10 tane personel mi var. Hiç bunları nasıl halledecek düşündünüz mü hayır. Burada o belde bu belde diye bir şey söylemeyeceğim, Akhisar’ın bir beldesine zaman zaman gider gelirim. Bu beldelerin bir tanesinde bazen muhtarın yanına şöyle bir uğrar, havayı koklarım. İnanın çoğu zaman bizler çaylarımızı bitirmişken muhtar cevap vermekten çayını bile içemeden soğutur döker. Tabii şahsımı bilenler nerede olduğumu yorum yapabilir ama bu sadece benim olduğum beldelerde değil tüm beldelerde aynı sorun olduğunu düşünüyorum. Kolluk kuvvetleri köyde bir sıkıntı olduğu zaman öncelikle muhtarın kapısını çalacaktır, eeee muhtar köyün sıkıntısı olduğu zaman kimin kapısını çalacaktır, ya belediyenin kapısını çalacaktır, ya Jandarma ya da Kaymakamın kapısını çalacaktır. Bunlardan ne kadar sonuç alır, ne kadar iyi haberle köye gelerek seçmenlerine bilgi verir bilinmez. Geçenlerde bir beldenin camilerindeki tuvaletlerin bakımsızlığı ve affedersiniz pisliği ile sıvaların, taşların dökülmesi ile ilgili yetkili sayılacak bir bürokrat ile görüştüm, durumu anlattım, camilerin temiz ve bakımlı olması gerektiğini ibadet yerlerine biraz daha özen gösterilerek en azından bozulan çeşmeler ile lambalarının yapılmasını, dökülen taşlarının ve sıvalarının düzeltilmesini söyledim aldığım cevapta sadece konunun kendilerini ilgilendirmediğini, müftülüğünde bu konuda muhtarlarla beraber duyarlı olarak taşın altına elini sokmasını söylediler. Sonuç mu 15 günden beri yapılan koca bir hiççççççççç.
İşte hizmetin eksiklikleri ve çaresizlikleri böylece her yerde devam ediyor. Ne makine ne ekipman ne insan gücü hiçbir beldeye yetmiyor. Burada İlçe belediyelerinde kapanan bunca mahalle ve merkez mahallelere eşit mesafede hizmet götürmesi için yeterli sayıda personeli ve ekipmanı olması lazım ki patlayan, bozulan, arızalara ekip gönderebilsin. Kısaca bence hiç mi hiç olmadı. İmara açılacak alanlar bekleniyor, sokak köpekleri ile ilgili bir şey yapıldığı söylenemez, sosyal projeler ile ilgili yapılan hiçbir çalışma yok. Sportif faaliyetler yok denecek kadar az, kültürel etkinlikler ancak merkezde yapılıyor, köydeki vatandaşlarda zamanında on kahve varken şimdilerde kalan beş kahvede ancak taş döşeyerek zaman doldurmaya çalışıyorlar ki, bizlerde aklı sıra bu hayata yaşam diyoruz. Standart klişeleşmiş bir kısır döngü sabah kahve öğlen yemek, akşam üstü taş, kağıt oyunu akşam eve git ve ömürde çaresizce geçen acı bir gün. Ne diyelim Allah sonumuzu hayır etsin, ya oturup dedikoduya hız vereceğiz, birbirimizi kandırıp, kazanarak içtiğimiz üç çayın hesabını ödeyeceğiz, ya da elimize üç bira alıp çama gideceğiz, yada bir kafes kuş uçurup, şahin kaptı mı, kapmadı mı diye çatıya çıkıp uçtu uçtu kuş uçtu diye dinlendiğimizi söyleyeceğiz. Siz şimdilerde köyün içinden geçen çoban ıslıklarını duyuyor musunuz ? yemyeşil buğday tarlaları, asma bahçelerini görüyor musunuz ? çalışmak için sabahın tan saatlerinde tarlaya giden köylüleri, evlerden çıkan yufka, bazlama kokularını duyabiliyor musunuz? Ama artan cep telefonlarından oynanan bahisleri, internet üzerinden oynanan kumarları, sıkça görüyoruz değimli, işte yaşam insanoğlu için teknolojiye yenilmişliğin son çanlarını da kendi elleri ile hızla çalmaya başladı. Çoğumuz eskilerde bahçelerde sebze mizi kendimiz yetiştirirken, şimdi Çarşamba ve Cuma pazara koşuyoruz ki aman Allahlım kalmaz biterse kahroluruz, açlıktan ölüveririz.
Yazımın sonuna gelirken aslında daha net ve daha açık yazacağım çok şey varken, şimdilik kaydı ile birazın yutuyorum, birazını yazıyorum, işin olmadığı yerde dedikodu, iftira, gıybet, ve gruplaşma elbette çok olacaktır. Boşveeerrr diyelim biz çiftten okey dışarı dönmeye devam edelim, açlığından ölen mi var değil mi diyerek yazımızı kapatalım.
Şimdiden hepinizin kurban bayramını tebrik eder, sağlıklı mutlu huzurlu güzel yarınlar diliyorum.
Yazdınız köşede her şey çok doğru kişiler buradan birşeylerin çıkarması gerek gerçek görmek lazım eline sağlık teşekürler