Evlilik Ne Güzel... Ahhh, Boşanmalar Olmasa
Yıl 1984, Mart ayı. Sarışın, yeşil gözlü bir delikanlı, uzun boylu, sürmeli bir kızla evlenmişti. Bir yıl sonra boşandılar. Ayrılıkları hüzün vericiydi, her ikisine de yazık oldu. Hakim bu iki çifti boşadığında, kız hıçkırarak ağlıyordu, yakışıklı delikanlı ise gözyaşlarını içine akıttı. Çocukları yoktu.
Gazi Üniversitesi Radyo ve Sinema bölümü mezunu delikanlı, güzel bir Türkçe öğretmeniyle evlendi. Birbirlerini uzun süre tanıdılar ve harika bir düğünle evlendiler. Ancak bir yıl sonra boşandılar. Boşanmaları bir sır olarak kaldı, kimseye bir şey söylemediler. Çocukları yoktu.
Genç bir öğretmen, dünya güzeli bir kızla evlendi. Güler yüzlü, uzun boylu kız, çevresindeki herkesin kalbini fethediyordu. Delikanlı da siyah, dalgalı saçları ve karizmatik duruşuyla büyük beğeni topluyordu. Ancak iki yıl süren evlilikleri boşanmayla sonuçlandı. Anne ve babalar çok üzgündü, gençler boşanma hakkında hiçbir açıklama yapmadılar. Çocukları yoktu.
Bir imamın öğretmen oğlu, yine bir imamın öğretmen kızıyla evlendi. Evlilikleri bir yıl sürdü. Boşanma süreci oldukça yıpratıcıydı; kızın babası, oğlanın babasından çok yüksek tazminat aldı. İki imam, çocukları yüzünden birbirlerine düşman oldular, mahkeme koridorlarındaki kavga sokağa taştı. Çocukları yoktu.
Yıl 1985. Amcasının kızıyla evlenen bir delikanlının bir oğlu ve bir kızı olmuştu. Evlilikleri iyi gidiyordu; delikanlı bir devlet kurumunda çalışıyordu. Ancak eşi ihanet etti ve başka bir evli erkekle kaçtı. Çoluk çocuğa yazık oldu.
Delikanlı (A köyünden), kız (B köyündendi). İki güzel kızları ve bir oğulları vardı. Kızlar ergenlik çağına gelmişti. Yirmi yıllık yuva boşanmayla sonuçlandı. İki aile birbirine girdi, kırıcı şeyler yaşandı. Kız çocukları, anne ve babalarını bir araya getirebilmek için büyük mücadele verdi ancak başarılı olamadılar. Güzelim yuva dağıldı.
Bir ay önce, arkadaşım yirmi yıllık evliliklerinin biteceğini söyledi. Ondokuz yaşında bir oğlu ve on yedi yaşında bir kızı var. Kadının kocasına ihaneti var.
Genç bir yüzbaşı, bir pratisyen doktorla evlendi. Asker delikanlının babası, "Oğlumun evliliği uzun sürmez," dedi. İki yıl sonra boşandılar.
Bir delikanlı, yirmi iki yıl süren evliliğini "Eşimden çocuk olmuyor," diyerek noktaladı. Ancak boşanmayı eşine iftira atarak, ona bir leke sürerek başardı. Kadın, kocasının bu korkunç iftirasını soğukkanlılıkla karşıladı ve “Allah’ından bul,” dedi.
Bir delikanlının evliliğinden iki kız ve bir oğlu olmuştu. Mutlu bir yuvaları vardı. Ancak bir kadın yüzünden evlilikleri sona erdi. Çocuklara yazık oldu.
Liseli bir kız, köyde yaşayan bir delikanlıya kaçtı. Köy hayatına uyum sağladı, tarlada çalıştı. Bir oğlu ve bir kızı oldu. Oğlu altı yaşında, kızı ise iki yaşındaydı. Ancak delikanlı içki bağımlısı olmuş ve çalışmıyordu. Eşi, ekmek bulmaya muhtaç hale gelmişti. Kadın yuvasını kurtarmak için büyük çaba gösterdi, ancak başarılı olamadı. Kayınbabasını arayarak “Sizden hiçbir şey istemiyorum, boşanmamı kolaylaştırın,” dedi. Kadın boşandı ve mahkeme çocukların velayetini ona verdi. Ancak eski eşi birçok kez kadının evine gelip tehdit etti. Kadın perişan oldu.
Evlilik, yuva kurmak gerçekten çok güzel. Ama boşanmak ne kadar acı...