Ramazan, paylaşmanın, yardımlaşmanın, sofraların bereketle donandığı mübarek ay… Ancak bu yıl, Gazze’de Ramazan, açlıkla, susuzlukla ve ölümle iç içe geçti. Çünkü İsrail hükümeti, insanlık dışı bir kararla, Gazze’ye giren insani yardımları tamamen durdurdu.
Evet, bu sadece bir haber değil; bir felaketin, bir soykırımın, bir insanlık ayıbının en acı tablosu! İsrail, bombalarla yetinmedi; şimdi de insanları açlığa mahkûm ederek katliamını başka bir boyuta taşıyor. Çocuklar açlıktan ağlarken, anneler çaresizlik içinde ekmek kırıntıları ararken, dünya bu vahşeti izlemekle yetiniyor.
Peki, Ramazan neydi? Bir lokma ekmeği paylaşmak, mazlumun elinden tutmak, yetimin başını okşamak değil miydi? Peki ya İsrail, ne yaptı? Filistinlilere, ‘Sizi öldüremediklerimizi açlıktan ölmeye mahkûm edeceğiz’ dedi. Onlara suyu, ekmeği, ilacı çok gördü. Dünya, bu zulme Ramazan ayında bile sessiz kalarak, zalimin yanında yer aldı.
Gözlerimizin önünde bir halk, Ramazan sofrasına ulaşamıyor. Açlık ve susuzluk, Gazze sokaklarında birer ölüm fermanına dönüşüyor. ‘İnsani yardım’ kavramı, İsrail’in elinde bir silah hâline geldi. Zaten bombalarla yıkılmış bir kentin, hayatta kalma ihtimali bile yok edilmek isteniyor.
Bugün Gazze’de sadece yiyecek değil, vicdan da tükeniyor. İnsanlık, açlıkla imtihan edilen mazlumlara sırt çeviriyor. Ama unutulmamalı ki, zalimin zulmü baki değildir! Ramazan, sadece oruçla değil, adaletle ve merhametle anlam kazanır.
Ey dünya! Sessiz kalmak, zalimin safında durmaktır! Eğer bir insanın ekmeğine, suyuna, ilacına kasteden bir hükümete karşı ses yükseltmiyorsan, sen de bu zulme ortaksın. Ve unutma, açlıktan ölmek kadar, vicdandan ölmek de bir felakettir!
Bugün Gazze’nin sofrasında ekmek yok, ama zalimlerin sofrasında kan var. Ramazan’ın bereketi, zulmü alkışlayanlara haram olsun!
Şeyda GÖKTEN
Gazeteci-Yazar
06/03/2025