Küskün Bir Dava İnsanı: İdealizm ile Gerçeklik Arasında Bir Mücadele
Dava insanı olmak, bir ideali yüceltmek ve bu uğurda fedakarlık yapmayı göze almakla başlar. Ancak bu yol, sadece inanç ve kararlılıkla değil, aynı zamanda dayanıklılıkla da yürünmelidir. Her dava insanı, davasını sahiplenmek ve lider olarak gördüğü kimselerin yönlendirmesiyle daha ileriye taşımak ister. Peki, bir dava insanı, lideri tarafından ötelenirse ne olur?
Dava insanları, davalarının yükünü liderlik makamında olanlarla paylaşır. Ancak bu liderlerin, kendi çıkarlarını davanın önüne koyduğu, dava insanlarını ayrıştırdığı durumlarda güven ve inanç sarsılır. Yolbaşı olarak görülen kişiler, dava insanlarının inancını pekiştirecek ve onları mücadelede diri tutacak destek yerine, itip ötelediklerinde, bu durum dava ruhunda derin yaralar açar.
Küskünlük genellikle şu sebeplerle başlar: Takdir eksikliği, emeğin karşılıksız bırakılması, ayrımcılık, kişisel tercihlerin davanın önüne geçmesi ve ihanet duygusu, dava insanlarının samimiyetine karşılık, liderin onları araçsallaştırması. Bu sebepler, bir dava insanını yalnızlaştırır ve zamanla onu küskün bir hale getirir. Bu küskünlük, yalnızca bireyi değil, davayı da etkiler; çünkü dava, birlikle güçlenir.
Küskün bir dava insanı, yol ayrımına gelir: ya sessizce geri çekilecek ya da mücadeleyi farklı bir zeminde sürdürecektir. Liderlerinden destek görmeyen kişiler, davaya olan inancını tamamen kaybetmek yerine, mücadelelerini yeniden tanımlamalıdır. Çünkü dava insanı, liderlerden çok, inandığı ideallerle var olur.
Küskünlüğün önüne geçmek için liderlerin insanları anlaması, şeffaf olması, eleştiriyi kabul etmesi ve herkesi kucaklaması gerekir. Dava insanları ise, kişisel kırgınlıklarını davasından ayırabilmeli ve mücadeleye odaklanmalıdır.
Bir dava insanı, güvendiği ve savunduğu liderine dava içindeki diğer insanların yaptığı yanlışları, ihanetleri ve kanıtlı şekilde hainlikleri ortaya çıkarıp sunduğu halde, karşı taraftan bu konu hakkında hiçbir şekilde bir cevap gelmemesi ayrı bir sorun yaratır. İnsanlara cevapsız bırakmak, liderlere karşı inandırıcılığın zedelenmesine neden olur. Bir dava insanı, “Benim bir davam var” şiarıyla hareket edip mücadele ederken neden itilir, ötelenir ve ayrı tutulur? Bu durum, hem insanın inancını hem de davanın birliğini sarsan bir muammadır.
Bu bağlamda, bir dava insanının küskünlüğü, aslında onun ne kadar samimi olduğunu gösterir. Ancak bu küskünlüğün derinleşmesine izin vermek, hem bireye hem davaya zarar verir. Dava insanı, kırgınlıklarını bir kenara bırakarak, liderlerin eksik bıraktığı yerlerde yeni yollar açmalıdır. Çünkü davalar kişilere değil, ideallere bağlıdır.
"Makam adamı yükseltmez; adam makamı yüceltir."
Bu söz, liderlikte sorumluluğun ve adaletin önemini vurgular; çünkü bir liderin değeri, makamıyla değil, insanlara olan yaklaşımıyla ölçülür.
Şeyda GÖKTEN
Gazeteci-Yazar
18/01/2025
Şu an saat gecenin 05:44 ü olan gecenin en karanlık zamanı, kimi insanlar kan ter içinde kabusla uyanıyor olabilirler.
Pekçok örgütlenmeler vasıtası ile her türlü para aklamaları ve bunlara benzer havuzlar için finansörlük yapan yapılar bu evanjelik kafaların projeleri olabilir.Yılda 600 ton uyuşturucuyu dünya pazarı na sunan yapılar örgütler kimlere nasıl hizmet ediyorlarsa biz bu oyunları bozmalıyız çünkü biz Türk Milletiyiz bu korkmaları için yeterlidir.
Prof. Dr.Nadim MACİT in fikirlerine göre;Evanjelik/Protestan model,Tanrı'nın krallığı tasavvurunun dini şifrelere ve kehanetlere döken ve sermayenin desteğiyle dünya inşa etmenin araçlarını kullanan bir anlayışı temsil etmektedir.Tanrının saatini ayarlayan ve dünya krallığını ilan eden Evanjelizm;geleceğin kapısını kutsal topuzla çalmaktadır.Evanjelik ekümenik yöntem;ekonomik ve politik araçlar eşliğinde Protestanlaştırılmış topluluklar,Kalvinist topluluklar,Kutsal Gönüllüler Birliği, şifreler ve kehanetler,vaat edilmiş topraklar,Tek Dünya Devleti,Tanrı Krallığı gibi teo-Stratejik modeller ve kutsal araçlarla dünya imparatorluğunu kurma peşindedir.
Belli sayıda tv kanallarında boyut kapıları ,zaman tünelleri ,falanı filanı arayanlar iki boyut kapısı vardır,birincisi annenizin karnı ,ikincisi de öldükten sonra koyulduğunuz mezardır oda mezarınız olursa ve kıyameti bekleyeceğiz .
Prof.Dr.Nadim MACİT niçin ülkemizde bazı dini gruplar ''mesih in etrafında birleşelim'' çağrısı yapıyorlar? sorusunun batılı nedenini Mesihin şahsında gerçekleşecek olan teokratik krallığın yegane düşmanının Türkler olmasıdır der.
İsrail li yazar Benyamin Beit-Hallahmi ise''İsrail Bağlantısı:İsrail Kimi Neden Silahlandırıyor '' adlı kitabında Barzani ile İsrail arasındaki gizli ilişkiyi şöyle anlatıyor.''Irak taki kürt direnişçiler her zaman israil in ilgi alanı dahilindeydi.Mossad'ın kürtlere desteği 1958 de başladı.Askeri danışman,silah ve cephane kapsayan daha geniş çaptaki yardım ise 1963 te uygulamaya kondu ....''Ağustos 1965 yılında Irak kuzeyinde dağlık bölgeler de İsrailli askeri uzmanlar eğitim kampları oluşturmuşlar ve eğitim verdikleri güçler 1967 yılında ki Arap-İsrail savaşın da Irak yönetimine saldırılar gerçekleştirmiştir.
Telsiz ve haberleşme cihazlarını patlatan ve ne kadar önce arge lerden geçirip bu örgütlerin eline nasıl verdiğini düşünürseniz kim kimin kontrolünde anlarsınız sadece haberleri dahi yok hepsi bu.
İsrail li yazar Benyamin Beit-Hallahmi ise''İsrail Bağlantısı:İsrail Kimi Neden Silahlandırıyor '' adlı kitabında Barzani ile İsrail arasındaki gizli ilişkiyi şöyle anlatıyor.''Irak taki kürt direnişçiler her zaman israil in ilgi alanı dahilindeydi.Mossad'ın kürtlere desteği 1958 de başladı.Askeri danışman,silah ve cephane kapsayan daha geniş çaptaki yardım ise 1963 te uygulamaya kondu ....''Ağustos 1965 yılında Irak kuzeyinde dağlık bölgeler de İsrailli askeri uzmanlar eğitim kampları oluşturmuşlar ve eğitim verdikleri güçler 1967 yılında ki Arap-İsrail savaşın da Irak yönetimine saldırılar gerçekleştirmiştir.
Dünya Siyonist dergisinde 1982 yılında Kivunim de yayınlanan 1980'lerde İsrail için strateji adlı makalede üç ülke üzerinde durulur Mısır,Suriye,Irak ;''Bir taraftan petrol zengini olan ancak diğer taraftan parçalanmış bir ülke olan Irak ın feshi,Suriye nin feshinden bile daha önemlidir.Irak Suriye den daha güçlüdür,kısa vadede İsrail in en büyük tehdidi Irak ın gücüdür.Bir Irak-İran savaşı Irak ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma organize etmesine imkan vermeden çökmesine sebep olacaktır denilmiştir.
Kim kime neden küs? Kim alıngan kim değil? Dava ne neyin nesi? Neyse ney! Belki de yol yanlıştır ,net isim isim konuları bizim bilmediklerimiz bildirilen nedir yazamamışsın.
Hah işte o liderler nerede? Davanın asıl lideri ego taşımazken, hiçbir şey bu davadan daha önemli değil derken...